Detaylı Bilgi

“Kökü Mâzide Olan Åtî: Yahya Kemal” -Prof. Dr. Mehmet Samsakçı

 

1884’te bugün belki siyasî sınırlarımızın dışında ama daima gönül ve zihin dünyamızın içinde bulunan Üsküp’te doğan; kısa bir İstanbul ikametinden sonra tahsil için Paris’e giden; bu bilim, kültür ve sanat şehrinden çok farklı, taze ve ayağı yere basan bir tefekkürle dönen Yahya Kemal, 1912’de İstanbul’a bu gelişinden sonra asıl estetiğini inşa etmiştir. Bütün azameti, heybeti ve inceliği ile Türk-İslâm kültürünün bir anlamda zirvesi olan İstanbul, Yahya Kemal’in medeniyet ve edebiyat algısının merkezi, çıkış noktası hâline gelir. Bu düşünceleriyle Yahya Kemal, Tanzimat’tan beri beklenen “yerli bir hassasiyete fakat Garplı bir disipline” istinat eden ideal Türk münevverinin timsali olarak belirmiş ve yerli köklere bağlı kalarak yeni olunabileceğini ispat etmiş, Tanpınar’ın deyimiyle “estetikten feragat etmeksizin” sosyale açılmanın mümkün olduğunu göstermiştir. Şiirlerinden seçilecek örneklerle Yahya Kemal’in hayatı, tefekkürü ve estetiği tartışılacaktır.

◊ Toplam 3 Ay (Nisan-Mayıs-Haziran) sürecek derslerimizin konu başlıkları:

1.Ay (Nisan) 2025: Üsküp-Paris-İstanbul Üçgeninde Bir Şairin Hayatı ve Tefekkürü

Yahya Kemal, doğduğu şehir olan ve ileriki yaşlarında kaleme alacağı “Kaybolan Şehir” başlıklı şiirinde

Çok sürse ayrılık aradan geçse çok sene

Biz sende değilsek bile sen bizden gene

mısralarıyla andığı Üsküp’ü daima hasret ve – kendisine kattıkları dolayısıyla – minnetle yâd etmiştir. Yahya Kemal, bu Balkan şehrinde Müslüman Türk’ün yapıcı ve donatıcı kudretine şahit olmuştur.

9 yıllık Paris tecrübesi ise bir medeniyetin kaynaklarını görme ve anlama terbiyesi katar şaire. Fransız düşünür Michelet’nin, “Fransız milletini 1000 yılda Fransız toprağı yarattı” şeklindeki cümlesi Yahya Kemal’in önünde büyük bir ufuk açar. Şair, 1071 Malazgirt Zaferi’nden sonraki asırlarda, Anadolu, İstanbul ve Rumeli’de medeniyetimizin ilmek ilmek örülüşünün izlerini sürer.

İstanbul ise O’na göre Türk Medeniyeti’nin özü, muhassalası, zirvesidir. Bu payitaht, mimarîsi, musikisi, Türkçesi, âdâbı, çarşısı-pazarı, hâsılı bütün somut ve soyut zenginlikleriyle bir medeniyetin hangi noktalara çıkacağını gösterir.

2.Ay (Mayıs) 2025: Yahya Kemal’in Şiiri (Kaynaklar, Temler, Dil)

Yukarıda belirtildiği gibi Yahya Kemal, Türk şiirinde, Tanzimat yıllarında ilk örnekleri görülen, Servet-i Fünun döneminde ise had safhaya çıkan “geleneği inkâr” modasına son vermiş,

Ne harabî ne harabâtîyim

Kökü mâzide olan âtiyim

diyerek eskiyi inkâr etmeden yeni olunabileceğini şiirleriyle ispat etmiş mütefekkir bir şairdir. Klâsik Türk Şiiri’ni derinlemesine tahlil eden, Fransız şiir ekollerini yerinde inceleyen Yahya Kemal, eski şairlerin dil üzerindeki tasarruf biçimleri kadar Batı şairlerinin şiir metotlarını incelemiş, zamanla Türkçe içerisinde kendisine bir “ses” oluşturabilmiştir. Bu ikinci derste Şair’in şiir görüşünün kaynakları, şiirlerinde işlediği temler ve “Yahya Kemal Türkçesi”nin ne olduğu üzerinde durulacaktır.

3.Ay (Haziran) 2025: Kendi Aktüalitesi İçinde ve Günümüzü Besleyen Taraflarıyla Yahya Kemal

Yahya Kemal, yılları alan şiir çalışmaları ve sabrıyla 20. Yüzyıl Türk Şiirinde özgün ve orijinal bir şiir tesis etmekle kalmamış, kendi devrindeki şairlere şiir estetiği ve dile tasarruf noktalarından hocalık etmiş, bir anlamda bir ekol kurmuştur. Kendisinden sonra gelen genç şairler kadar, kendisinin olgunluk dönemi şiirlerini okuyan önceki devir şairleri dahi O’nun açtığı ufkun tesiri altında kalmışlar, sabırla kurduğu şiir evrenine dâhil olmuşlardır. Bu itibarla Yahya Kemal, yaşadığı ve yazdığı dönem boyunca bir “şiir kutbu” telâkki edilmiştir.

Bugün de Yahya Kemal bir okul olmaya devam etmektedir. Günümüzün genç şairleri O’nun ustalık ürünü şiirlerinden ders ve ilham almaktadırlar.

Bu son derste Yahya Kemal’in, özellikle 1915’ten sonra, devrin aktüalitesi içinde nasıl parladığı, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde kimler tarafından nasıl algılandığı örneklerle izah edilecek, ayrıca günümüz şiir ve sanatını hangi yönleriyle beslemeye devam ettiği üzerinde durulacaktır.

Not: Ayda bir olacak şekilde düzenlediğimiz Bahar dönemi eğitimlerimizde devam zorunluluğu bulunmaktadır.